29 Ağustos 2015 Cumartesi

Farkındalık, Farkında Olmak

Öğrenciydim. AEGEE-İstanbul'a katılmıştım ve güzel şeyler yapıyorduk. Bir sene kadar yoğun çalıştıktan sonra diğer arkadaşların da destek ve yönlendirmeleriyle yönetim kuruluna üye olmaya karar vermiştim. Başkan yardımcılığıydı istediğim görev.

İki başkan yardımcılığı pozisyonu vardı ve biz üç adaydık. Ben, Burak ve Levent. Herkes ayağa kalkıp üyelerin karşısına diziliyor, sonra da neler önerdiğiyle, neler yapacağı, neler yapmayı planladığıyla ilgili soruları cevaplıyordu. Sıra bana gelmişti. Alper bana ''Nedir Avrupalılık?'' diye sormuştu. Evet, ''Nedir Avrupalılık?''

O zaman gelişime açık olmak, eğitim, topluma fayda sağlamak gibi şeyler söylemiştim. Sonradan öğrendiğim kadarıyla asıl beklediği cevap bu değildi Alper'in. Ona göre ''Avrupalı olmak'' demek ''Farkında olmak'' demekti. Farkında olmak etrafında, yaşadığın şehirde, ülkende ve dünyada. Neyin olup bittiğinin farkında olmak ve yanlış ve/veya eksik gördüğü konularda birşeyler yapmak, elini taşın altına koymaktı. Ya da ben öyle hatırlıyorum.

Bazen düşünürken aklıma gelir. Şimdi de düşünürken aklıma geldi. Hayatımın son on seneden fazla bir zamanını ''farkında olmak'' için kendimi geliştirme çabalarıyla geçirdim. ''Farkında olmak''tan kastım herşeyin, her olup bitenin neden ve nasıl olduğunu düşünüp anlamaktan geçiyordu. Kimi zaman çok basit konuları dahi anlayamayabiliyordum. Özellikle de hayat ve insan ilişkileri konusunda. Ya da insanların tartışmaları, kavgaları ve bunların nedenleri konusunda.

Benim ''farkında olmam'' biraz daha farklı sanırım. Mesleğim olan mühendislik, hobim olan fotoğraf ve dans hep etrafımda olup bitenle, dünyada yaşananlarla ilgili daha bi farkında olmama ciddi anlamda katkı sağladı. Neden-sonuç ilişkisi içinde herşeyi düşündüm. Her yargıdan, her olaydan, kazadan, yaşanandan sonra ''neden?'' sorusunu sordum. Sonrasında ise bu ''neden''in nasıl bir ''sonuç'' doğurduğunu.

Hayatta yaşadığımız herşeyin bir nedeni ve bir sonucu var. Dündü sanırım, Radikal.com.tr'de bir yazı okumuştum. Doktora öğrencisi olan yazar terörün hepimizin sorunu olduğunu, hepimizin terör konusunda sorumlu ve problemin bir parçası olduğumuzu istesek de istemesek de kabul etmemiz gerektiğini anlatıyordu. Yine neden-sonuç ilişkisi içinde düşündüğümde onun kadar bilimsel ve doğru kelimelerle ifade edememiş dahi olsam onun gibi düşünmüş olduğumu gördüm. Farkında olduğumu bir kez daha hatırlattı bu durum bana.

Hayatta farkında olmak lazım birşeylerin.

Mesela sokakta, açık havada dahi sigara içtiğimizde o dumanın sadece bizi değil çevredeki diğer insanları da etkilediğinin farkında olmamız lazım.

Sigara içtikten en erken onbeş dakika sonra çocuklarımızın yanına yaklaşmamız gerektiğinin farkında olmamız lazım.

Trafikte karşıdan karşıya geçerken yolun kimin hakkı olduğunu düşünerek, yaya geçidinde yayalar beklerken arabamızla geçerken aslında onların yol hakkını çaldığımızın farkında olmamız lazım.

Bir yerde sıra beklerken aradan ''kaynak'' yaptığımızda başkalarının zamanını çaldığımızın farkında olmamız lazım. Ve zamanın çalındığında asla geri verilemeyen tek şey olduğunun da farkında olmamız lazım.

Karşımızdaki ile konuşurken onu kırmama konusunda azami özen göstererek kırılan bir kalbin ne kadar çalışsak, çabalasak da kolay kolay eski haline gelmeyeceğinin farkında olmamız lazım.

Birilerine sinirlendiğimiz için bağırıp çağırdığımızda başkalarını da rahatsız ediyor olduğumuzun farkında olmamız lazım.

Çevremizde olan biten haksızlıklara konu bizimle ilgili olmasa dahi karşı çıkma ve gerekli mercileri uyarma konusunda farkında olmamız lazım.

Her zaman duygusal değil gerektiği yerde akılcı kararlar da almamız gerektiğinin farkında olmamız lazım.

Güvenin talep edilebilecek birşey olmadığının, ancak kazanılabilecek birşey olduğunun farkında olmamız lazım.

İnsanların doğruyu duyma hakkının farkında olup onlara yalan söylemememiz gerektiğinin farkında olmamız lazım.

Bazen maddi bazen manevi çıkarlarımız için yolumuzdan çıkınca kazandığımızın kaybettiğimizin yanında cüce kaldığının farkında olmamız lazım.

Dünyada bizden bir tek olduğunu, aynı durumun tüm diğer insanlar için geçerli olduğunu farketmemiz lazım. Bu yüzden de hiçkimsenin, hiçbir başka kişiden, hiçbir ırkın bir diğerinden, hiçbir dinin bir diğerinden üstünlüğü ya da aşağılığı olmadığının bilincinde, farkında olmamız lazım.

Herkese asgari sevgi ve saygıyı gösterme konusunda farkında olmamız lazım.

İnsanların gösterdiği iyi niyetin onların aptal olduğu anlamına değil, iyi niyetli olduğu anlamına geldiğinin farkında olmamız lazım.

İster kabul edelim ister etmeyelim etrafımızda doğrudan olmasa da dolaylı olarak birçok konuda nedenlerin bir parçası olduğumuzu unutmayalım.

Şüpheli birşey olduğunda ''kimin yararına?'' sorusunu sorarak doğruyu bulmaya çalışmamız gerektiğinin farkında olmamız lazım.

Bize akıl verildiğini, bu aklın bizim kullanımımız için verildiğini, israf etmek için verilmediğini bilerek buna göre davranmak lazım.

Hayatta her kararımızın başkaları kararımızı etkilese de aslında biz onlara etkileme izni verdiğimiz için o kararların bizim kararlarımız olduğunun farkına varmamız lazım. İyi ya da kötü sonuçların hep bizim kararımız sonucunda ortaya çıktığını bilmemiz lazım.

Kendimiz için istediğimiz şeylerin aynısını başkaları için de isteme yürekliliğini gösterme konusunda farkında olmamız lazım.

''Bazıları'' sözkonusu olduğunda normalde kabul edeceğimiz şeyleri reddetmememiz lazım. ''Tamam, ama...'', ''Haklısın, ama...'' ile başlayan cümle kurmamamız gerektiğinin farkında olmamız lazım.

Yere attığımız çöpün kanalizasyonun içine gidip diğer insanların attığı çöplerle birlikte birleşerek kanalları, su yollarını tıkayabileceğinin farkında olmamız lazım.

Aynı zamanda yere attığımız çöpün onlarca, belki binlerce sene yerde kalabileceğinin farkında olup ona göre çöp kovalarını kullanmamız lazım.

Bilgisi olmayıp fikri olanlardan olmamamız lazım.

İnsanları bilgili-bilgisiz, eğitimli-eğitimsiz diye ayrımlara sokmadan herkesin eşit olduğunu kabul etmemiz gerek. 

Bu liste daha uzar gider..

Amaç belli ama. İnsanların biraz daha farkında olmalarını sağlamak. Farkındaysak ne mutlu bize. Değilsek de acilen farkında olma çalışmaları yapmak lazım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder