Seviyorum ben Istanbul'u. Dünya üzerindeki en güzel şehirler listemin en başında yer alır her zaman. Hani çok fazla şehir görmemiş olmama rağmen bildiklerim ve okuduklarım içinde Istanbul'un yeri başka.
Dubai'den gelirken çok fazla kafa karışıklığıyla gelmiştim. Ilk günlerde de bu böyleydi. Son zamanlarda yavaş yavaş azalıyor bu olgu. Bundan sonra daha da iyileşecek. Sonra da iş arayışım başlayacak. Gerçi ön hazırlıkları yapıp bazı görüşmelere de gittim bu dönemde. Durum çok da fena değil. Istediğim gibi bir iş bulamadım henüz daha ama umudum var (bu da bana "Issız Adam"dan kaldı). Önümüzdeki günlerde biraz daha yoğun bir şekilde iş arayışlarımı artırmayı da planlıyorum. Herşey güzel olacak yani.
Dönüşten sonra bana garip gelen olgulardan biri önceden Renatım bana sürekli artık dönmem yönünde telkinlerde bulunurken şimdilerde rahatsız olduğunu iyiden iyiye belli etmeye başladı. Gerçi bu daha ilk hafta belli olmuştu. Alışması biraz sürecek gerçi. Benim kalıcı dönüşümden dolayı evdeki düzen de oldukça değişti. Renatım annemle birlikte büyük yatak odasına geçti uyumak için. Eski odam bana kaldı bir yerde. Halen daha Renatım derslerini burada yapıyor olmasına, kitaplıkları ortak kullanmamıza rağmen yine de oda bana geçti gibi...
4 yıldan sonra, herkes sensiz bir dünya kurmuş ve bunu yürütüyorken, bir anda tekrar ortaya çıkıp "Ben geldim" demek kolay değil tabii. Ki bu 4 yılın öncesi de var. Yaklaşık 6 yıldır bu durum yaşanıyor. Almanya'dan döndükten sonraki dönemde kalıcı yerleşemeden Dubai'ye gitmiştim çünkü.
Insanlar ben yokken kendi düzenlerini de buna göre kurmuşlar. Benim yokluğuma göre herşey ayarlanmış. Sonra ben ortaya çıkmışım ve geri döndüm demişim. Kolay değil gerçekten de.
Hiçkimse açısından hem de.
Dönüşümü geciktirmemek istememdeki en önemli neden de buydu aslında. Insanlar beni sadece yılda 2 kere (normal şartlarda) gelip sonrasındaki dönemde ortada görünmeyen biri olarak benimsemesin diye. Daha önceki Köln maceramdaki durum daha farklıydı. Bir yıl kalıp dönecektim ki öyle de oldu. Yalnız Dubai'deki durum aynı değildi. Ne zaman döneceğim belli değildi. Askerlik işim bittikten sonraki dönemde dönecektim. Tek bilinen buydu. Bu da uzun süreceği için (yani en az 3 yıl) arkamda bıraktıklarımın da kendi düzenlerini bensiz olarak düşünmeleri ve ayarlamaları gerekiyordu.
Dubai'deki yaşantım boyunca çok farklı insanlarla tanıştım. Hele de ilk zamanlar tanıştığım insanlardan birçoğu hayatının 15-20 yılını yurtdışında, ailesinden ve sevdiklerinden uzak geçirmiş olanlardı. En çok aklımda kalan da Münir Kalfa'nın oğlunun lafıydı: "Ben babamı hayatım boyunca en çok burada gördüm". Bunu söyleyen Münir Kalfa'nın 25 yaşındaki oğluydu. Adamın bütün hayatı yurtdışında, Arabistan, Libya, Dubai vs. geçmiş çalışarak. Ne beklenebilir ki? Mühendislerde de durum çok farklı değildi. Proje müdürü dahil olmak üzere... Bu yüzden işte, dönmek lazımdı ve döndüm.
Artık hayat Istanbul'da akacak. Ne kadar sürer? Kim bilir? Tek bildiğim buraya yerleşmek istediğim. Ingilizce'deki "settle down" gibi ama. Içinde yuva kurmak da dahil olmak üzere yani.
Şimdilik bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder