5 Aralık 2014 Cuma

Büyümek

Küçükken hep büyümek istedim.
Kendi yaşıtım kızlardan hoşlandım. Onlar da kendilerinden daha büyüklerden hoşlandı. Bense o benden büyük olan, benim hoşlandığım kızların hoşlandığı erkeklerin yaşına gelmek istedim hep.
Geldim de nitekim. O zaman bir de baktım, hepimiz birden büyümüşüz. Sadece ben değil. Biraz daha büyümek gerek o vakit.

Büyüdüm de biraz daha. Değişmedi makus talihim ama.. Ben büyüdükçe, onlar da büyüdü. Hepimiz büyüdük ve ben yalnız kalmaya devam ettim.. Arada yalnızlık bozuldu tabii ama kalıcı değil..

Okuduğum romanlarda genelde kendimden birşeyler buldum romanın kahramanında. Ana kahraman olmadığım roman hatırlamıyor gibiyim. Mesela Suç ve Ceza'da Raskolnikov oldum. Sefiller'de Jean Valjean. Şeker Portakalı'nda ise Zeze.. Zeze kadar olmasam da, onun gibiydim. Ya da Raskolnikov, ya da Jean Valjean..

Sonra izlediğim diziler var. Lost'ta yakışıklı doktor idim. How I Met Your Mother'da ise Ted. Arrow'da ise Arrow'un kendisi oldum. Big Bang Theory'de ise Leonard Hofstadter oldum.

Öyle mi böyle mi diye düşündüm çok.

"Ben hangisiyim acaba?" diye sordum kendi kendime. Cevabım çok ilginçti: Ben benim. Evet. Ben bendim, başkası değil. Tüm o kahramanlarda, kendimden büyüklerde, başrol oyuncularında kendimden birşeyler buluyordum. Afrikalı Leo'da dahi Leo olmuştum.. Nasıl olduğundan bihaber. Anladım ki, çok sonradan, ben aslında hepsiydim. Ya da onların hepsi bendi. Bazı yanlarım birinde, bazı yanlarım bir diğerindeydi. Tamamı hiçbirinde olmadı ama. Hep parça parça oldu.

Büyümek dedim. Büyümek.

İnsan sürekli büyüyormuş, sonradan öğrendim. Bunu aceleye getirmenin de çok bir anlamı olmadığını. O geleceğimiz yere zaten geleceğimizi öğrendim sonra. Ne yaparsam yapayım, sürenin daha hızlı geçmeyeceğini öğrendim.

Sonra, izafiyeti öğrendim. Einstein demiş zamanında: "Hoş bir kadının yanında oturursanız, bir saat bir dakika gibi geçer. Kor halindeki kömürün üstüne oturursanız ise bir saniye bir saat gibi geçer. İşte bu izafiyettir!". Zamanın insan icadı olduğunu, bu icadın saat kullandığını ve bizim anladığımız, hissettiğimizin dışında, sabit tempoda sürekli ilerlediğini öğrendim. İzafiyetle birleştirince bu iki bilgiyi, hayattan daha fazlayı nasıl alabileceğimi öğrendim.

Büyüdüm de büyüdüm. Büyümem bir türlü durmadı. Durmayacak da anladığım kadarıyla. Tabii bu daha fazla uzayacağım anlamına gelmiyor ne yazık ki. Sadece bilgi, beceri gibi konularda büyümeye devam edeceğim. Tabii istersem. Yoksa büyüyen sadece takvim yaşım olacak. Bir gün gelecek, 75 yaşında tek yaşayan bir kadın "İşten ayrıldım, kendime yeni bir hayat kuracağım!" derken ben bunu 100 yaşımda ve çift başıma söyleyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder