3 Aralık 2014 Çarşamba

İnsan Olmak! Mümkün mü?

İnsan olmak. Sadece insan olmak ama. Mümkün müdür? Bundan beşbin yıl önce bu soru sorulsa belki evet olabilirdi. Lakin günümüzde bu ne yazık ki imkansızlaştı. Aslında imkansızlaşmadan ziyade biz öyle olmasını istemiyoruz belki de.

Aile ağacı gibi düşünürsek, en üstte canlılar ve cansızlar diye başlayalım.

Canlıları insan, hayvan ve bitki olarak ayırabiliriz. Hayvanlar ve bitkilerde yaptığımız çeşitli gruplamalar var. Yalnız bu gruplamaların ana nedeni bizim onları daha iyi anlayabilmemiz aslında. Onlar kendi aralarında zaten yaşayıp gidiyorlar bir şekilde. İnsanları ise illaki ayıracaksak ilk olarak erkek ve kadın diye ayırabiliriz sanırım. 

Kadın-erkek ayrımından sonra yaşlarına göre ayırmak mümkündür insanları. Bebek, çocuk, genç, orta yaşlı, yaşlı gibi de ayrılabilir insanlar..  Hemen öncesinde de evli-bekar diye erkek-kadın ayrımı kadar büyük iki grup oluşturabiliriz.

Sonraki büyük aile ne peki? Tabii ki dinler. Temel olarak en yaygınlarından bahsedecek olursak insanların ikinci ayrılma noktası dinler Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist, Hindu inançlar ile Ateistler, Deistler gibi kısmen inanan ve inanmayanlar var.

Ondan sonra gelen büyük aile ne? Irklar tabii ki. Bildiğimiz siyah tenli, sarı tenli ve beyaz tenliden ziyade Australoid, Negroid, Mongoloid, Nordik, Akdeniz Grubu ve Alpin Tip gibi gruplara ayrılıyorlarmış. İskelet ve kafa tiplerine göre de farklı ayrılmalar var.

Milletler var, Türk, Kürt, Alman, İngiliz, Fransız, Çinli, Japon vb. Kimi çok büyük, kimisi nispeten küçük, kimisi ise gerçekten çok az insandan oluşanlar..

Peki daha sonra? Meslekler mesela? Klasik sıralamayla doktorlar, mühendisler, öğretmenler, avukatlar diye başlayan sayısız meslek var.

Bunun gibi daha da ayırmaya devam edebiliriz insanları. Belki bu ayrımların alt gruplarını yazabiliriz. Temel anlamda dinlerin alt mezhepleri olabilir ilk başta. ABD'de Connecticut Üniversitesi'nin bahçesinde yan yana sıralanmış Hristiyanlık mezheplerinin sayısı sanırım ondan fazlaydı. Diğer dinlerde de çok fazla mezhepleşmeler var. Kimisi aynı dine temelde inanmasına rağmen diğer mezheptekini dinsiz dahi ilan edebiliyor.

Çok fazla yöntem var insanları ayırmak için. Sokakta gezip "Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?" diye sorsak ne gibi cevaplar gelir acaba? Sosyal medyada görüyorum. Instagram'da mesela, insanlar kendilerini tanıtan özelliklerini yazıyor. Meslek, yaş, hobiler vs. Kimi gruplar kendilerini dinleriyle tanımlamayı tercih edebiliyorlar. Mesela Hristiyan Demokratlar, Müslüman Kadınlar gibi..

Halbuki bunların hepsi insan.Hepimiz insanız yani sonuçta. Bu yazıyı okuyabilen, aklı olan canlı türüne verilen ad yani. Peki tüm bu yukarıda sıraladığım kimliklerimizden sıyrılıp sadece insan olamaz mıyız? Yani ben mesela, sadece Azem olamaz mıyım? Aile kimliğimden de sıyrılıp.. Sadece bana ait olan olamaz mıyım?

Olunabilir pekala. Fakat mesele olmak isteyip istemediğimizde. Geçmişten bu yana insanlar hep bir gruba ait olma çabasına girmişler. Bir yere aitlik hissetmeye çalışmışlar, ait oldukları aile/kabile/millet için savaşmış, bazen bu uğurda ölmüşler. Bense sadece ben olabilmeyi istiyorum. Tüm alt kimliklerimden bağımsız olarak. Böylece aramızda diğer insanlarla gerçekten de fark olmadığını görebiliriz.

Savaşlar var ya, işte savaşların da en büyük nedeni yukarıda belirttiğim ayrımlardan bir ya da birkaçı. İsrail-Filistin mesela. Din savaşı. Haçlı savaşları, din savaşı. Emeviler'den başlayarak gelen, Osmanlı ile doruk noktasına ulaşan savaşların birçoğu din yayma adına yapılan savaşlar.. En azından görünen kısmı. İrlanda'nın kuzeyi ve güneyi arasındaki savaş, din savaşı. Fransa-İngiltere arasındaki savaşlar, kısmen milliyet, kısmen de din savaşı.. Hitler'in yayılma için yaptığı savaşlar, Alman milleti için yapılmış savaşlar.. ABD'de halen daha siyahların maruz kaldığı muameleler ve ayrımcılık, ırk savaşı.. Daha çok uzatılabilir bu liste. Erica Jong'un "Tanrı adına işlenen cinayetlerin sayısı şeytan adına işlenenlerden çok fazladır!"sözü de konunun din boyutuyla ilgili önemli bir soruna işaret ediyor.

Yani bizim ayırıp birbirimizle savaşmamıza neden olacak, olabilecek pek çok neden olabilir. Birleştiren ise sadece birşey var, herşeyin üstünde. O da insan olmak! Bence iyisi mi biz herşey olmayı bırakıp insan olalım. Kökenimize dönelim. Ondan sonrası zaten kolay. Çünkü tüm farklılıklar ortadan kalkıyor orada.  Herkes aynı ve eşit oluyor..

Mesele de aslında diğer kimliklerimiz değil. İnsan olmadan, olamadan, diğerleri olmaya çalışıyoruz. O zaman işte, birşeyler eksik kalıyor.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder