5 Eylül 2009 Cumartesi

Dubai - Bir rüya şehir mi yoksa bir karabasan mı?...

Dubai...
Garip bir şehir... Birçok insan için Dubai dendiğinde hep en uç şeyler akla geliyor. Birçoğu için de Dubai bizim memleketteki adıyla Yelken Otel'iyle ünlü bir şehir... Halbuki buradaki 4 yıllık sürem boyunca bir kere olsun gitmek istemediğim bir yer. Insan sadece bi oteli görmek için 40 dolar verir mi? Gerçi sadece görmek değil de bi akşam yemeği de ye denebilir. Yalnız bi akşam yemeği için de kişi başına 200 dolar verilir mi? 
Bana göre değil bunlar. Hiç çekici gelmiyor. Lüksün ne kadar abartılabileceğinin kanıtı var orada. Asansörlerinin imalatında çalışmış olan teknisyenim anlatıyor. Sadece Dubai şeyhine özel bir asansörü varmış otelin. Onun dışında kimse kullanamıyor. Bu asansörün tuşların hep elmas işlemeli, içi altın kaplamalı... Abartabileceğin kadar abart dendiğinde ancak bu kadar çıkar sanırım. Daha fazlasını bilmiyorum... Gerçi insanoğlunun hayalgücü sınırsız. Çok daha abartısını da yapar. Bu 7 yıldızlıysa, bikaç yıla kadar 9 yıldızlısını, 10 yıldızlısını da çıkarırlar. Musluklar altın kaplama olabilir mi bir yerde? Hani çelik olmasıyla altın kaplı olması arasında ne fark var diyor insan bir yerde. Görüntünün dışında yani. Ki ben altındansa gümüşü tercih ederim. Daha şık ve çekici gelir bana gümüş. 
Dubai denince ilk akla gelen dediğimiz bu otelin asıl adı Burj Al Arab. Yani Arap Kalesi. 
Yalnız bunun dışında da çok şey var Dubai'de. Dünyanın şu andaki en yüksek yapısı da burada. Sanırım daha yeni değil, son 2 yıldır en yüksek yapısı. Yükseldikçe yükseldi. 818m diye bir duyum almıştım. Kesin bilemiyorum ama o civarda bişi olması lazım. Yani en yakın rakibinden de yaklaşık 300m daha yüksek. Benim çalıştığım yerin yakınlarında bir proje başlamıştı. 1.4km'lik bir kule daha. Gerçi bunun açıklanma ve başlamasının nedeni ihtiyaçtan falan değil. Zira Burj Dubai, dünyanın şu andaki en yüksek yapısı, 4 milyar dolarlık bir yatırımın sonucu. 1,4km'lik binanın bedeli de heralde 10 milyar dolar civarı birşey olsa gerek. Arabistan'da açıklanan 1001m'lik binayı daha başlamadan geçme isteğinden kaynaklanıyor bu heves. Dünyadaki en yüksek kuleler bu bölgede olacak. BAE, Katar, Bahreyn ve Suudi Arabistan'da yani. Bu nasıl bir yarışdır anlamadım. Hani amiyane tabiriyle. 
Biraz genel kültür bilgisinin yanı sıra biraz da Dubai'yle ilgili temel bilgi vermek lazım sanırım. Burası Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) en kalabalık şehri. Hani Türkiye özelinde düşünürsek Istanbul denebilir. Birçok bilmeyen insan için nasıl Istanbul Türkiye'nin başkentiyse, BAE'nin de başkenti Dubai zannedilebiliyor bazen. Hatta bir keresinde Dubai'yi ayrı bir ülke olarak bile gösterenleri okumuştum bir internet sitesinde. Dubai sadece en büyük nüfusun yaşadığı şehir. En popüler ve aktif şehir BAE içinde. Abu Dhabi başkenti BAE'nin. Dubai ve Abu Dhabi dışında Sharjah, Ras Al Khaimah, Umm Al Quwain, Fujairah ve Ajman emirlikleri de bulunuyor. Her emirliğin kendine has yasaları olabiliyor. Örneğin Sharjah'da alkol ne satılabilir ne de içilebilir. Ama Ajman'da ve Umm Al Quwain'de gayet rahat bir şekilde elini kolunu sallayarak bu alkol satılan yerlerden istediğin içkiyi rahatlıkla ve çok uygun fiyata bulabiliyorsun. Federal bir yapı var ülke yönetiminde. Her şehrin, emirliğin, ayrı bir yöneticisi var. Bunlar aynı zamanda kanun koyucu ve şeyh olarak adlandırılıyor. Dubai emiri, şeyhi, aynı zamanda BAE'nin de başbakanı ve başkan yardımcısı. Abu Dhabi emiri de devlet başkanı aynı zamanda. Diğer emirliklerin şeyhleri de farklı bakanlık görevlerini ifa ediyorlar. Demokrasi olmadığı gibi aslında oldukça da rahat bir ülke burası. Özellikle Dubai'de yabancılar oldukça rahat yaşayabiliyorlar. Daha açık olmak gerekirse, gece gündüz, kadın-erkek istedikleri gibi giyinip, dışarıda eğlenebiliyor, alışverişe çıkabiliyor ya da daha farklı aktivitelerde bulunabiliyorlar. Hani memleket müslüman, Arap, olmasına rağmen yine de kilise, budist veya farklı dinlere ait tapınaklar da var burada. Kıyafet olarak düzgün giyinmeye yönelik çeşitli bildirimler olsa da insanlar kıyafet seçimi konusunda da oldukça özgür. Gecenin ilerleyen vakitlerinde Avrupa'da dahi birçok şehirde kadınlar tek başlarına dışarıda gezmeye çekinebilecekken Dubai'de çok daha rahat bir şekilde yaşayabiliyorlar. İnşaası devam eden aynı zamanda dünyanın en güvenli şehri de olmaya aday Dubai çünkü. Adli olay sayısı yok denecek kadar az. Herkes kendi işinde gücünde daha çok. Buna dair kendi teorim var benim aslında: Zaten memleketin %85'i (resmi rakamlara göre) yabancı, yani vizeyle, burada bulunduğundan ve bunların da birçoğu için burası belki de tek ekmek kapısı olduğundan dolayı insanlar ne bir hırsızlık, ne gasp, adam kaçırma, soygun, cinsel taciz vb. şeyler yapmıyor. Çünkü yakalanır yakalanmaz hapse atılacak, oldukça zorlu hapisane zamanından sonra da memleketine bir daha dönmemek üzere geri gönderilecek. Bu durumda da ekmek teknesinden olacak. Ne gerek var ki herşeyi riske atmaya? Bu yüzden de düzen aynen sürüp gidiyor sıkıntısız, sorunsuz, olaysız...

Devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder