Geçenlerde, 29 Ağustos'da, 1 ay sonra işten çıkarılacağım bildirimimi aldım. Aslında istediğim ama biraz daha geç gelmesini istediğim bir haberdi bu. Geldi, hoşgeldi... Şimdi artık gün sayımına başladım. Hani zorunlu hizmetini yapan askerler her geçen günü sayarlar ya, onun gibi bişi. Gerçi şimdi düşünüyorum da 21 günlük askerliğimde daha az gün saymıştım. Bugün itibariyle 21 günüm kalmış. Nasıl geçecek acaba. Bir yandan da buradaki 4. yılımın son günlerini yaşıyorum bu günlerde. 2005 yılında, 4 yıl önce, 27 Eylül'ün ilk saatlerinde, sanırım saat geceyarısından sonra 01.30 gibi bişeydi, Dubai'ye uçağım indiği zaman.
Daha gelmeden önce de düşünüyordum: Ya gelecek seneye bi yüksek lisans bulup gidecektim, ya da burada askerliğimi bitirip dönecektim memlekete. Zira bitti de askerliğim bu yılın Nisan ayının 22. günü. Hür generallik seviyesine çıktım.
Yalnız içinde bulunduğumuz ekonomik krizden dolayı hemen askerliğim bitişinin sonrasında dönmeyi tercih etmedim. Gerçi ben uzaklarda, askerliğimi yapıyor olduğum sırada Dubai'de farklı olaylar dönüyordu. Çıkışım verilmişti. Kriz bahanesiyle adam azaltmaya gidilen bir dönemde benim de çıkışım verilmiş, gıyabımda ihbarım bile verilmişti. Dönüşümde de 1 hafta, 10 gün içinde kesin çıkış işlemlerim yapılacaktı. Gerçi daha gitmeden bikaç gün öncesinde ben böyle birşeyin olacağı konusunda birinci elden bilgiyi almıştım bile. Onca zaman şirkete hizmet ettikten sonra böyle bi uğurlama...
Olmadı gerçi, iptal edildi. Daha ben askerken hem de. Kimlerin çıkışımı istediğini, sonrasında da kimlerin bu işlemi durdurduğunu da biliyorum.
Dönüşten sonradan itibaren artık bu şirkete güvenemeyeceğimi anladığım için yeni iş bulma çalışmalarına girdim hemen. Bir ara olacak gibiydi ama olmadı. Düşünüyorum da, sanırım iyi ki olmadı da.
Bu arada da benim kesin terhis kağıdım geçti elime. Artık resmi olarak hür generalliğe terfi etmiştim. Gerçi 32 yaşıma kadar her yıl askerlik şubesine gidip bi imza atmam gerektiği de söylendi bana ama işin o kısmı kolay. Asıl büyük adımı halletmişim, bi imzacık kolay iş.
Şimdi son 21 günüm. Normalde 28inde çıkış işlemlerim yapılacak. Yalnız ben en geç 27 Eylül'de Istanbul'da olmak istiyorum. Daha iyi olacak benim için. Uzun zamandır beklediğim şimdilerde gerçekleşmek üzere...
Aslında buraya daha çok şimdi içinde bulunduğum durumu yazacaktım ama nedense biraz daha ayrıntıya girdim her zamanki gibi... Biraz çalışmam lazım bu konu üzerinde.
Garip bir his bu... Dubai'deki 5. yılımın ilk dakikalarında buradan ayrılmak... Umarım istediğim gibi olur bu ayrılış. Yani tarih olarak özellikle de.
Bundan yaklaşık 6 yıl önce Köln'e giderken... Ilk defa yurtdışına uzun süreli çıkıyordum. Tam şimdi hatırlamıyorum ama sanırım bilinçliydi, beklentilerimi minimum tutarak gitmem... Hani eğer bi beklentin olmazsa, orada ne alırsam karıma olacaktı çünkü, en ufak bir artı daha fazla mutlu edecekti beni. Beklentileri minimum tutarak bazı adımları atmak sonuçta yaşanabilecek mutluluğu sınırlayabildiği gibi yaşanması olası hayal kırıklığını da müthiş derecede artırabilirdi... Bu nedenledir ki buraya gelirken de minimum beklentilerle gelmiştim. Askerliğimi bitirecek, yurtdışı çalışma tecrübesi edinecek ve biraz da maddi birikim yaparak dönecektim süremin sonunda. Ki öyle de oldu. Istediklerimi elde ettim. Fazlasını da. Çok daha fazlasını da...
Şimdi dönüş yolundayım ya, Istanbul'la ilgili beklentilerimi daha önceki tecrübelerim gibi değil de, çok yüksek tutuyorum... Bu iyi bişey mi acaba? Kim bilir? Belki evet, belki hayır. Zaman gösterecek. Eskisine, 4 yıl öncesine, nazaran çok daha dolu olarak dönüyorum Istanbul'a.
Haydi hayat, bu kez göster bana en güzel yüzünü! Senden istiyorum bunu. Bana borçlusun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder